PROTESTAN AHLAKI
FİKİR
‘Protestan Ahlakı’, sosyolojinin kurucu babalarından biri olan Max Weber’in temel fikirlerinden birisidir.
Önceki toplumlar din, gelenek veya kişisel karizma gibi irrasyonel inançlar veya düşünce sistemine dayanırken, modern toplum mantığa ve kendi düşünce ve örgütlenme sisteminin asıl temel olarak akla başvurur.
Protestan Ahlakı ve Kapitalizmin Ruhu, Weber’in din, bürokrasi ve özellikle kapitalizm üzerinde araştırmasının temelini oluşturan ana tezidir.
19.yy sonunda diğer yazarlar Avrupa’yı büyük ölçüde etkileyen Sanayi Devrimi’ni ekonomik temellerle açıklamaya çalışırken, Weber fikirlerin ve özellikle dinsel fikirler ve değerlerin bu tarihsel değişim (Sanayi Devrimi) üzerindeki etkisini göstermeye çalışmıştır.
Weber, geçmişte ve günümüzdeki uygarlıklar ve dinler üzerine oldukça kapsamlı karşılaştırmalı analizinde, belirli dinlerin toplumsal değişmeyi ilerletir veya en azından engellemezken, diğerlerinin aksi yönde etkilerde bulundukları sonucuna vardı. Antik Çin ve Hint uygarlıkları, sınaî ‘kalkış’ (take off) için gerekli önkoşullara (ucuz emek, sermaye, buluşlar, geniş piyasalara) sahip olmalarına rağmen bunu başaramadılar. Benzer şekilde, Sanayi Devrimi öncelikle tüm Batı Avrupa’da değil, aksine özellikle İngiltere, Hollanda ve Almanya gibi kuzey ve Protestan ülkelerde gerçekleşti. Weber’e göre, Protestan ahlâkı, özellikle Kalvinizm gibi daha Püriten mezheplerin ahlâk anlayışı Sanayi Devrimini ateşleyen hayatî kıvılcımı sağlamıştı.
Weber’e göre modern kapitalizmin temel karakteristiği rasyonelliğidir. Modern kapitalizm: piyasa güçlerinin dolaşımına, ücret ve emek gibi üretim faktörlerinin maliyet ve faydalarına, belirli bir yatırım miktarının muhtemel getirilerine ve özel olarak kar güdüsüne dayanır. Weber, erken dönem Protestanlık üzerine yazılarında, bu ekonomik değerler ile Protestan reformasyonundan sonra ortaya çıkan daha Püriten mezheplerin -Kalvinistler, Lutherciler ve Methodistlerin- değerleri arasındaki güçlü ‘benzerlikler’e dikkat çeker:
Katoliklik yoksulluğu kurtuluşa giden yol olarak görür ve cennetin öte dünyada olduğunu düşünürken, Püritanizm kişisel zenginliği Tanrının inayetinin bir göstergesi olarak ilân etmiştir. Sıkı çalışan ve zenginliklerini artıran Kalvinistler kendilerini seçilmiş azınlık olduklarına inandırmaya çalıştılar ve böylece kâr güdüsü lânetlenmişlik korkusundan kurtulmaya başladılar. Yine de, bu zenginlik çarçur edilmeyip saklanmalı ve kazancı artırma aracı olarak ve Tanrıyı daha fazla yüceltmek için yatırıma dönüştürülmeliydi: bütün bunlar kapitalist ruh için temel önemdeydi. Katolik kilisenin lüks ve savurganlıklarının aksine, Püritenler idareli ve tutumlu davrandılar ve harcamaktan ziyade tasarruf arzusu Sanayi Devriminin gelişimi için oldukça önemli olan yatırım ruhunu yarattı.
Protestanlık çok daha bireyci ve demokratikti. Protestanlar, Papalığın otoritesini ve rahiplerin gücünü desteklemek yerine, bireysel kurtuluşu ve Tanrıyla aracısız konuşmayı teşvik ettiler.
Püritenler için sıkı çalışma ve kazançların biriktirilmesi kurtuluşa giden yol, Tanrı’nın Seçilmiş Azınlığa lütfunun işaretleriydi.
KAVRAMSAL GELİŞİM
Weber, bu tezinde, toplumsal değişme ve düzen açıklamasında düşüncelerin önemini öne çıkarır ve bireysel eylemin önemini vurgular.
Protestan ahlakı tezine yapılan birçok eleştiri Weber’in fikirlerinin yanlış anlaşılmasından kaynaklanmaktadır. Weber’in eleştirildiği yönler şunlardır:
Weber protestanlığın Sanayi Devrimine yol açtığını söylediği için eleştirilmiştir. Aslında o sadece Protestan ahlakı ve kapitalist ruh arsında önemli bir benzerlik algıladığını söylemiştir.
Weber sanayileşmede ekonomik ve siyasal faktörlere yeterince ilgi göstermemekle eleştirilmiştir. Ancak o teknik faktörlerin tamamen farkındaydı. Fakat O, sadece kültürel faktörlerin önemini göstermeye çalışmıştır. Weber’in Protestan ahlakı düşüncesindeki amacı; özelde kültürel güçlerin ekonomik değişim üzerindeki etkisini ve insani güdülerin ve özel ahlakı bir bakış açısının ekonomik gelişmenin temelini nasıl oluşturduğunu göstermektedir.
Weber tek boyutlu bir yaklaşım sergilemez. Çok faktörlü bir değişme analizi önerir . Ona göre tarihin itici gücü ekonomik ve maddi güçler değildir; siyasal ve kültürel güçlerde aynı ölçüde etkilidir.
Weber, Sanayi Devriminden önce yer alan farklı kapitalizm biçimlerinin varlığını kabul etmediği için eleştirilir. Fakat O, korsanların yağmacı kapitalizmi, Yahudi paryalar kapitalizmi ve antik uygarlıkların geleneksel kapitalizmi şeklinde ayrım yapmıştır.
Weber her ne kadar eleştirildiyse de Weber’in rasyonaliteye ve bireysel eyleme genel vurgusu modern toplumun temel açıklaması ve modern sosyolojide temel bir perspektif olmuştur.
Kavram Martin Slattery’in, (2007, Sosyolojide Temel Fikirler, Çev. Ümit Tatlıcan, Sentez Yay: Bursa) kitabından özetlenmiştir.
Hazırlayan: Sema Çınar