Prof. Dr. Özcan Güngör :
Mabetler, inananları inanç temelli bir gaye etrafında toplayarak “biz olma” ve “bir gruba aidiyet” bilincinin kazanılmasına katkı sağlar.
Dünyada pek çok farklı toplum biçimine ve onların medeniyetlerine rastlanılsa da büyük medeniyet kurmuş bütün milletlerin çıkış noktası kutsal bir mabedin bulunduğu şehirdir. Hakikaten yeryüzünde mabetsiz bir toplum bulmak mümkün değildir. Bu bağlamda her medeniyetin ruh kökünü yansıtan bir değerler manzumesi vardır. Bu yönüyle inanan, düşünen, imar eden ve yöneten insanın; bu motivlerine yön veren en önemli düzenleyici saik dindir desek abartmış olmayız. (Korlaelçi, 1993: 35.) İlginç bir şekilde bütün dillerde mabetlerin “Tanrı’nın evi” anlamına gelmesi insanın fıtratındaki, “özü arama serüveninin” ortaklığına işaret etmektedir. (Taşpınar, 2013.) Eliade’nin de vurguladığı gibi Antik Çağ’dan itibaren medeniyetlerin çoğunlukla mabet merkezli olarak inşa edildiği görülmektedir. (Eliade, 2003.).
Yazının tam metnine https://www.diyanethaber.com.tr/makaleler/mabetten-medeniyete-h5598.html?fbclid=IwAR3t3KUUHV9xI-gFSbxMEwLzjBPYDVm5HdOlW0LsaVMgxSt8m7f660frI7A
linki tıklayarak ulaşabilirsiniz.