Prof. Dr. Kemal Ataman
Pozitivist epistemolojik geleneği pozitivist kılan önemli ilkelerden biri metot birliği tezidir. Bu ilkeye göre doğa bilimleri ile beşeri/sosyal bilimler arasında metodolojik bir ayrışmaya gitmeyi gerektirecek ciddi bir fark yoktur. Dolayısıyla sosyal bilimcilerce yürütülen her türlü araştırma sonuçlarının geçerli olabilmesi için doğa bilimlerinde kullanılan metotların genel karakteri ile örtüşmesi gerekir. Bilimde pozitivist geleneğin zayıfladığı söylenebilirse de söz konusu ilkenin etkilerini sosyal bilimlerin neredeyse her alanında görmek mümkündür. Bu makalenin amacı sosyal bilimcilerin bilimsel olma iddialarının nasıl da moda bir felsefi söylemin dayatmalarının sonucu olarak ortaya çıktığının bir analizini sunmaktır. Makalenin temel tezi ise şudur: Sosyal bilimciler, genelde pozitivizmin, özelde de mantıksal pozitivizmin derinliklerinde yatan bir imgeyi reddetmeyi amaçlarken, esasen bilginin imkanını doğa bilimlerinin ulaştığı sonuçlarla sınırlı tutan ve tümüyle pozitivistik (positivistic) bir bilgi anlayışının kriter ve yöntemleriyle uyuşma şartına bağlayarak bu hedeflerinden sapmışlardır. Bu ise sosyal bilimcilerin hala pozitivist geleneğin etkisi altında olduğunun bir kanıtı niteliğindedir.
Makalenin tam metnine https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/143734 linkinden ulaşabilirsiniz.